Neden Yemek Seçeriz?


Neden Yemek Seçeriz?
Neden Yemek Seçeriz
miss_yasmina

Psikolojide, “itici uyarıcılarla koşullama” adında bir yöntem vardır. Bu yöntemden -örneğin- alkol bağımlılığının tedavisinde yararlanılır ya da neden yemek seçtiğimizi anlamamız konusunda…

Nasıl mı?

Alkol almadan önce kişiye özel bir ilaç verilir; alkolle etkileşime giren bu ilaç, bir yudum alır almaz  kişinin kusmasına neden olur. Dolayısıyla bu koşullama yöntemiyle, uzun vadede, kişinin alkolü azaltması ya da bırakması sağlanabilir.

Konusu açılmışken, bazılarımızın “yemek seçme” huyunun da istemeden ve farkında olmadan bu mekanizmayla edindiği düşünürüz. Bugün seçtiğiniz bir yemeği ilk olarak çocukluk yıllarında tattığınızda itici bir uyarıcıyla da karşılaştıysanız, o yemeği ömür boyu yemeyeceksiniz demektir. Şöyle ki, belki de, bugün hoşlanmadığınız o yemeği çocukluğunuzda ilk kez yediğinizde –yemeğin tadıyla ya da kokusuyla ilgili olmaksızın– kusmuştunuz. Belki o gün mideniz bozuktu, üşütmüştünüz ya da  yemeğin içinden hoşunuza gitmeyen yabancı, küçük bir ziyaretçi vardı 🙂 Eğer bunlardan biri olduysa, ki büyük ihtimalle hatırlamazsınız, o yemeğin tadının kötü olduğuna koşullanmışsınız demektir. Bu durumda, uzun yıllar boyunca o yemekten bir lokma bile almaya tahammül edemezsiniz. Koşullanmaya karşı duyarsızlaştırılmadığınız sürece de yemeyeceksinizdir.

Örneğin ben, çocukluğumun ilk yıllarında tavuk yediğimi hatırlıyorum. Ama her ne olduysa , ki hatırlamıyorum, daha sonra asla tavuk ya da hindi yiyemedim. Daha pişerken bile mutfaktan kaçar oldum. Bir keresinde, şakacı (!) ve yakın bir arkadaşım hindi köftesini, bildiğim köfte diye bana yutturmuş ben de bayıla bayıla lokmaları yutmuştum. Tadı gerçekten güzeldi; demek ki benim koşullanmamın hindinin lezzetiyle bir alakası yoktu. Zaten çocukluğumdan beri de yememiştim ki tadını hatırlayayım. Arkadaşım bana yediğimin hindi olduğunu söyleyince şöyle  hissettiğimi hatırlıyorum: “İçimde yabancı bir madde var, tuhaf ve rahatsız.” Hindi köftesi o akşam lezzetli gelse de, o günden sonra  yine de ağzıma hiç sürmedim…  

Psiyazar Evren HOŞRİK